LACAN SEMPOZYUMU 2022: ARZU VE KAYGI
Program
09.00 – Açılış
09.15 – Arzu ve Yalanları Ceren Korulsan
09.45 – Arzu Biter mi? Özgür Öğütcen
10.15 – Ara
10.30 – Kaygının Kesinliği Luis Izcovich
12.00 – Öğle Arası
13.00 – Aktarımda Arzu ve Kaygı Anita Izcovih
14.30 – Ara
14.45 – Kaygının Nesnesi Oğuzhan Nacak
15.15 – Semptom ve Arzu Tuba Alkan
15.45 – Ara
16.00 – Aylak Adam’da Arzu Meselesi Sinem Acar
16.30 – Öteki Beni Ne İçin İstiyor? İdil Dönmez
Konuşmacılar:
Luis Izcovich: Psikanalist, Psikiyatrist, Psikanaliz Doktoru (Paris VIII), EPFCL kurucu üyesi analist (AME). Paris’te EPFCL‘e bağlı Kolej Klinik’te dersler vermektedir. “Sapkınlıkta Aşk, Arzu ve Jouissance” başlıklı kitabı dilimizde yayımlanmıştır. “Paranoyaklar ve Psikanaliz” (Fr. Les paranoïaques et la psychanalyse), “Psikanalizin İzleri” (Fr. Les marques d’une psychanalyse, En. The Marks of a Psychoanalysis), “Kimlik: Seçim mi Kader mi?” (Fr. L’identité, choix ou destin?) ve “Aciliyet ve Doyum” (Fr. Urgence et satisfaction) kitaplarının yazarıdır.
Anita Izcovich: Psikanalist, psikolog, EPFCL üyesi analist (AME). Paris’te EPFCL’e bağlı Kolej Klinik’te dersler vermektedir. “Freud’dan Lacan’a Arzunun Gizemi” (Fr. Les énigmes du désir de Freud à Lacan), “Cinsiyetin Laneti” (Fr. La malédiction sur le sexe), “Kadın, Harf ve İmge” (Fr. La femme, la lettre et l’image) ve “Freud’dan Lacan’a Sanat” (Fr. L’art et la psychanalyse de Freud à Lacan) kitaplarının yazarıdır.
Özgür Öğütcen: Psikanalist, psikiyatrist. Bilgi Üniversitesi’nde psikanaliz ve kültür üzerine ders vermektedir. 2021 yılında Lacancı Başlangıçlar adlı kitabı yayımlanmıştır. Psikanaliz ve ilgili alanlarda yayın yapan Axis Yayınları’nın direktörüdür. Bruce Fink’in Lacancı Psikanalize Klinik Bir Giriş kitabını çevirmiş ve ayrıca psikanaliz alanında pek çok kitabın dilimize çevrilmesine öncülük etmiştir. Lacan au dela des frontieres kitabının yazarlarındandır.
Ceren Korulsan: Psikanalist, psikiyatrist. Antonio Quinet’nin Şehrin Deli Efendileri kitabının çevirmenidir, ayrıca pek çok kongre ve konferansta çeviri yapmıştır. Lacan au dela des frontieres kitabının yazarlarındandır.
Oğuzhan Nacak: Psikolog, psikoterapist, IF-EPFCL üyesi, Luis Izcovich’in Sapkınlıkta Aşk, Arzu ve Jouissance adlı kitabının çevirmeni. Psikanaliz Sohbetleri Podcast Serisi’nin yürütücüsü.
Tuba Alkan: Psikolog, psikoterapist, IF-EPFCL üyesi, Luis Izcovich’in Sapkınlıkta Aşk, Arzu ve Jouissance adlı kitabının editörü ve Freud’un Teknik Yazıları kitabının çevirmenlerindendir.
Sinem Acar: Psikiyatrist, psikoterapist, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde ihtisasını tamamlamıştır. Freud’un Teknik Yazıları kitabının çevirmenlerindendir ve yakında yayımlanacak olan Dany Nobus’un editörü olduğu Key Concepts of Lacanian Psychoanalysis kitabının çevirmenidir.
İdil Dönmez: Klinik psikolog, psikoterapist, lisans ve yüksek lisans eğitimini Paris Diderot VII Üniversite’sinde, Psikanalitik Çalışmalar Bölümü’nde tamamlamıştır. IF-EPFCL üyesidir ve EPFCL Paris’te teori ve klinik çalışmalarına devam etmektedir. Klinik pratiğini Paris’te sürdürmektedir.
Argüman I: Konuşmacılarımızdan Oğuzhan Nacak’ın kaleme aldığı argümanı aşağıda bulabilirsiniz:
“Hiçbir zaman hiçbir yerde rahat edemem. Her zaman da bulunduğum yerden başka bir yerde daha iyi olacağımı sanırım.”
Paris Sıkıntısı, Charles Baudelaire
“İnsanlar neden sürekli olarak yeterince tatmin olamadıklarından yakınır? Bir kişinin partnerini sevdiğini fakat başka kadınları/adamları arzulamaktan da kendini alamadığını söyleme sebebi nedir? İnsan neden işinde her şey yolunda giderken sıkılmaya başladığını ve bir farklılık aradığını dile getirir? Neden her yolu denememize rağmen mutlu olmanın ve mutlu kalmanın bir yolunu bulamayız? Arzunun tatminsizliğine dair bunca yakınmaya rağmen neden arzuladığımız şeye yaklaştığımızda kaygılanırız? Kaygı neyin göstergesidir? Bu sorular şu ya da bu düzeyde tüm özneleri ilgilendirmektedir. Ve tabii ki özneleri ilgilendiren bu sorular psikanalizi de yakından ilgilendirir.
Lacan öğretisinin başından itibaren ihtiyaç ve talepten ziyade arzuya ve arzuyla bağlantılı olarak kaygı kavramına özel bir önem atfetmiştir. Bu kavramları açıklama yolunda ilerlerken 1957 yılında verdiği Bilinçdışının Oluşumları seminerinde a nesnesi (objet petit a) kavramını ortaya atar. Lacan’a göre özne bölünmüştür, geri döndürülemez bir kayba maruz kalmıştır ve bu kaybın adı a nesnesidir. Lacan bu seminerde a nesnesinden arzunun nesnesi olarak bahseder. Bu paradoksal bir nesnedir çünkü a nesnesi somut bir nesne değildir, onu bulduğunuzu düşündüğünüz anda elinizden kayıp gider, sürekli olarak bir nesneden diğer nesneye, bir kişiden diğer kişiye doğru kayar. Zaman zaman çeşitli suretlere bürünür fakat suretin ardına baktığınızda, perdeyi araladığınızda ortadan kaybolur; perdenin ötesinde elle tutulur bir şey yoktur. Ama bu sayededir ki özne arzulamaya devam eder. Arzulamaya devam ediyor olmamızın koşulu a nesnesinin erişilemez olmasıdır.
Zaman içerisinde Lacan a nesnesinin basitçe arzunun kayıp nesnesi olmadığını söyler. a nesnesi aslında arzuya neden olan nesnedir. Yani arzu bir kayıpla ilişkilidir ve a nesnesi bu kaybın ta kendisidir. Bu yapısal eksik sayesinde, bu geri döndürülemez kayıp nesne sayesinde arzularız ve bu, ötekilerle ilişkilenmemizi sağlar. Bu kaybı geri döndürmeye yönelik çabanın adı arzudur ve bu imkansız bir görevdir. Ama tam da bu sayede dünyadaki nesnelerle ve insanlarla ilişkiye gireriz.
Lacan a nesnesini özneyle Öteki arasındaki ara alana, kesişim noktasına konumlandırır. Özne bir şeyi arzuluyordur ve bu ancak Ötekinin arzusunun tanınmasıyla mümkün hale gelir. Lacan “Arzu, Ötekinin arzusudur.” derken bunu kasteder: Öteki arzuladığı müddetçe arzularım. “Öteki benden ne istiyor?”, “Öteki için ne ifade ediyorum?” sorularını sorduğum ve bunlara kesin yanıtlar bulamadığım müddetçe arzularım. Ötekinde bir eksik, bir boşluk, bir açıklık bulabildiğim ölçüde arzularım. Bu yüzden de a nesnenin en önemli özelliklerinden birisi gizemli olmasıdır. Gizemlidir çünkü temsili yoktur; özne ne kendi arzusunu bilir ne de Ötekinin arzusunu ki bu ikisi neredeyse aynı şeydir. Ötekinin arzusu bir muamma taşır ve bu muammayla karşılaşmak, bu gizemle yüz yüze gelmek öznede kaygı uyandırır. Öteki için ne ifade ettiğiniz, onun tarafından arzulanıp arzulanmadığınız, sevilip sevilmediğiniz oldukça önemlidir ve bir özne analizde tüm bu soruları ele alma imkânı bulur.
İşte bu çalışma gününde tüm bu meseleleri ve soruları ele almaya çalışacağız. Arzuyu ön plana alan bir klinik pratiğin, yani Lacancı psikanalizin tüm bu meselelere yaklaşımını detaylı bir şekilde tartışacağız.
İlgi duyan herkesi 7 Mayıs’ta Saint Joseph Lisesi’ne bekliyoruz. Görüşmek dileğiyle.”
Argüman II: Konuşmacılarımızdan Sinem Acar’ın kaleme aldığı argümanı aşağıda bulabilirsiniz:
“Dişi peygamberdevesi çiftleştikten sonra eşinin kafasını kopararak yer. Lacan bundan yola çıkarak şöyle bir alegori kurar: Bir peygamberdevesi maskesi taktığınızı ama bunun dişi bir peygamberdevesi maskesi mi yoksa erkek bir peygamberdevesi maskesi mi olduğunu bilmediğinizi farz edin. Size yönelmiş dev bir dişi peygamberdevesi karşısında onun sizden ne istediğini bilmediğiniz ölçüde kaygılanırsınız. O benden ne istiyor? Che Vuoi? Öteki’nin arzusunu bilememek hiç de hafife alınacak bir durum değildir.
Öteki’nin kendisiyle ilgili arzusunun belirsizliği karşısında özne kaygılanır. Öteki’nin arzusu belirsizdir, kaygı ise kesindir. Kaygı, partnerin aşkını kaybetmekle, kaybetme ihtimaliyle ilgili olduğu kadar, Öteki’nin arzusunun nesnesi konumuna gelmekle de ilgilidir.
“Arzu, Öteki’nin arzusudur” der Lacan. Bu iki anlama gelebilir. Birincisi, özne, Öteki tarafından arzulanmak ister. Öznenin arzusunu uyandıran şey, Öteki’nin sıklıkla gizemli olan arzusudur. Bu, öznenin bir işaret koymasını, dünyada bir şeyler yapmasını sağlar, arzusuna hayat verir. İkincisi, özne kendi arzusunu Öteki’nin arzusunda modelleyerek, Öteki’nin arzusunu kendininmiş gibi kabul eder.
Öteki’nin arzularını özümsemek, arzu oluşumunun kaçınılmaz bir özelliği olsa da bu, arzumuzun aslında pek de bize ait olmadığı anlamına gelir. Bazen en kişisel ve özel olduğunu düşündüğümüz şeyler, başka bir yerden, dışarıda bir kaynaktan, ebeveynlerimizden gelmiş olabilir.
Peki bu Öteki’leri bertaraf etmek mümkün mü? Öteki’nin dolayımından geçmeden arzudan bahsetmek mümkün olmasa bile, başka türlü bir arzu olabilir mi? Tüm bu sorular ve daha fazlası hakkında düşünmek üzere sizleri 7 Mayıs’ta Saint Joseph Lisesi’nde gerçekleştireceğimiz çalışma gününe davet ediyoruz.
Görüşmek üzere!”
Fransa’dan psikanalist Luis Izcovich ve Anita Izcovich’in katılacağı bu çalışma gününe hem yüz yüze hem de online katılım mümkündür. Fransızcadan Türkçeye ardıl çeviri olacaktır. Kapıda kayıt mümkündür. Etkinlik Saint-Joseph Lisesi öğrencilerine ve mezunlarına ücretsizdir.
Kayıt ve ücret bilgisi:
Kayıt için ücreti aşağıda bilgileri bulunan hesaba yatırıp dekontu (öğrenciyseniz öğrenci olduğunuza dair bir belgeyle birlikte) psikanalizarastirmalari@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
Ücret: 500 TL – Öğrenci: 300 TL
Hesap adı: Psikanaliz Araştırmaları Derneği – İş Bankası
IBAN: TR55 0006 4000 0011 0351 4239 08