Psikanaliz Araştırmaları Derneği (PAD) 2018 yılında, Freud’un ve Lacan’ın öğretisini temel alarak psikanaliz alanında çalışmalar yapmak ve psikanalitik praksisi aktarmak amacıyla kurulmuştur. Merkezi İstanbul’dadır. PAD’ın temel amaçları psikanaliz eğitimi vermek, analist yetiştirmek ve psikanalitik alanda Lacancı yönelimle araştırmalar yapmaktır. PAD, psikanalitik formasyonun üç temel bileşenini içeren kapsamlı bir psikanaliz eğitim programı sunar: kişisel analiz, klinik süpervizyon ve teorik/klinik çalışmalar.
PAD kuruluşundan itibaren aday üye satütüsünde olduğu uluslararası alanda faaliyet gösteren ve merkezi Paris’te bulunan École de Psychanalyse des Forums du Champ lacanien’e (EPFCL) 2022 yılında resmi olarak bağlanmıştır. 2022 yılında Buenos Aires’te gerçekleştirilen genel kurulda resmi üye olarak kabul edilmiştir.
Böylelikle ulusal düzeyde psikanalizle ilgili yaptığı çalışmalar uluslararası bir tanınma kazanmış ve dünyanın farklı yerlerinde pratiklerini sürdüren analistlerle birlikte çalışma imkanları genişlemiştir.
Derneğimizin psikanalitik eğitim programı, psikanalitik formasyonun üç temel bileşenine dayanmaktadır. Bu üç temel unsur şunlardır:
1- Kişisel psikanaliz,
2- Klinik süpervizyon,
3- Teorik ve klinik eğitim.
Bu üç bileşene ayrı ayrı katılmak mümkündür fakat PAD’a psikanalist olma arzusuyla başvuran ve bu doğrultuda ilerlemek isteyen kişiler için bu üç unsurun bir arada bulunması bir gerekliliktir. Bu üç koşulu sağlamak ise psikanalist olmak için gerekli olmakla birlikte yeterli değildir. Bu üç koşulu yerine getiren birisi PAD’la ilişkilenme konusunda önemli bir adım atmıştır. Ayrıca, eğitim sürecine devam eden klinisyenlerin PAD’ın çalışmalarına, seminerlere, kartellere, sempozyumlara ve çalışma günlerine aktif olarak katılmaları ve katkıda bulunmaları önemlidir.
Her bir analist, Sigmund Freud’un çalışmalarından doğan psikanalitik teoriden yararlanarak ve psikanaliz deneyiminden geçerek kendi pratiğini ilerletir. PAD, Jacques Lacan’ın psikanalize getirdiği bakış açısını temel alır.
Her bir klinisyenin psikanalizle ilişkisi iki ayrı sorumluluk gerektirir: Birincisi, bir klinisyenin kendi özel praksisini ve bu praksisin gelişimini psikanalizin temel kavramlarına dayandırmasıdır. İkincisi ise klinisyenin söz konusu mesleki gelişmeleri pratiği aracılığıyla aktarmaya devam etmesidir.
Psikanaliz uygulamasının standardizasyonu mümkün değildir. Benzer şekilde, analistlerin eğitiminin tam bir standardizasyonu da mümkün değildir ve söz konusu koşulların tamamlanması kimseye analist olma garantisi vermez. Psikanaliz son derece tekil ve öznel bir deneyime dayanır.