Program:
10.00 – Açılış
10.30 – Radu Turcanu – Analizin Sonu/Sonları Açısından Dört Söylemin Okunması
12.00 – Tartışma
12.30 – Öğle yemeği
14.00 – Özgür Öğütcen – Bağların Çözülmesi ve Yarattığı Afektler
14.30 – Göker Aközgürer – Psikozun Söylem-dışılığı
15.00 – Tartışma
15.30 – Kahve arası
16.00 – Ceren Korulsan – Bir Söylem Olarak Histeri
16.30 – Oğuzhan Nacak – Çağımızda Efendi Söylemi
17.00 – Tartışma ve kapanış
Argüman:
Freud, Uygarlığın Huzursuzluğu’nda insanlığın en büyük acılarından birinin insanlar arası ilişkiler olduğunu hatırlatır. Özne, yabancılaşma ve ayrılma yoluyla kendini ötekinden ayrı, arzulayan bir varlık olarak tanıdığında dile çoktan mahkûm olmuştur. Ancak dil, öznenin tüm duygularını, düşüncelerini ve isteklerini ifade etmesine imkân sağlamaz. İnsanlar arası iletişimin temeli yanlış anlaşılmadır. Kusursuz bir iletişim mümkün değildir; konuşmaya devam etmemizin ve toplumsal bağlar kurmaya çalışmamızın temel nedeni de budur. Özne her ne kadar imkânsızlıklarla karşı karşıya olsa da bunları ele alabilmesini sağlayan birtakım söylemler vardır ve özne bunlardan destek alarak toplumsal bağın içine kaydolur.
Lacan, Freud’un ortaya koyduğu üç imkânsız göreve -yönetmek, eğitmek ve psikanaliz etmek- bir dördüncü olarak arzulatmayı ekleyerek söylem teorisini biçimlendirir. Ancak, madem ki yönetmeye, eğitmeye, analiz etmeye ve arzulatmaya devam ediyoruz, buradaki imkânsızlık mutlak değildir, imkânsızlıktan yola çıkarak yapılanmışlardır. Bunlar, toplumsal bağa dahil olmanın dört farklı yolunu sunar: Efendi söylemi, üniversite söylemi, analistin söylemi ve histerik söylem.
Her söylemin bir faili, bir hitap edileni ve amacı doğrultusunda bir ürünü vardır. Lacan, söylem teorisini inşa ederken faili yönlendiren bir de bilinçdışı hakikat olduğunu ileri sürer. Belirli bir söylem, belli şeyleri kolaylaştırırken diğerlerini aksatır, belli şeyleri görmeyi sağlarken diğer şeylere karşı kör eder.
Bugün dünyaya hakim olan söylem, iktidar söylemidir. İktidarın bir şeyleri elde etmek için bir araç olduğu düşünülür; ancak iktidar, iktidarın devam etmesi için vardır. Üniversite söylemi ise efendinin iradesine bir tür meşruiyet kazandırır. Hatta diyebiliriz ki, modern efendi söylemi, üniversite söylemidir. Bu söylem bir bilgi tiranlığı üretir; her şey bilinmek içindir. Bunun sonucu olarak öznenin hakikati silinir ve o, nesneye indirgenir.
Histerik söylemde efendiye hitap edilir ve ondan bilgi üretmesi talep edilir. Ardından histerik, efendinin teorilerini çürütmeyi sürdürür. Lacan, gerçek bilimsel çalışmayı histerik söylemle ilişkilendirir, hatta onun seminerlerini buraya ait görmek gerekir.
Psikanalitik söylem ise tüm bilgileri bilmenin, her şeye sahip olmanın yerine arzu olarak adlandırılan sahip olmanın eksikliğinin etiğini önerir. Özneyi muhatap alan tek söylem budur. Yalnızca burada efendi ülküleştirilmez. Psikanalizin özünde bir iktidar söylemi olmadığı açıktır, ancak bölünmeler ve iç çatışmalarla dolu uzun geçmişi göz önüne alındığında, bunlardan etkilenmediğini söylemek güçtür.
Bu dört söylem de Baba-nın-Adı’ndan dayanak alır. Baba-nın-Adı’nı men eden psikotik ise yapısal olarak söylem-dışıdır, ama bu onu bir toplumsal bağ kurma girişiminden uzak tutmaz. Psikozda her tedavi girişimi toplumsal bağa yani bir söyleme dahil olma girişimidir. Ancak passage à l’acte olarak nitelenebilen bazı şiddet eylemleri toplumsal bağ kurmaz, bir cevap üretmez. Özne böyle durumlarda uygarlık tarafından ıskartaya çıkarılır.
Lacan’ın daha sonra önerdiği kapitalist söylem ise diğer dört söylemin aksine toplumsal bağın mümkün olmadığı, söylem dışı bir söylemdir. Arzunun, satın alınan nesnelerle tatmin edilebileceği vadedilir, bağ kurulacak bir ötekiye ihtiyaç yoktur. Kastrasyonun men edilmesi, bu bağın delice olduğunu gösterir.
Tüm dertlerin devasının hızlıca bulunduğu ve tüm arzuların tatmin edilebilir olduğu düşünülen çağımızda psikanaliz yine de yaşamaya devam ediyor. Psikanalitik söylem temel, nihai bir söylem ya da Freud’un dediği gibi bir “dünya görüşü” değildir. Gelecekteki konumunun ne olacağını zaman gösterecek, ancak tüm diğer söylemlerin özne üzerindeki etkisini görmeye, duymaya ve anlamaya çalışan bir tek o varken, özne var oldukça psikanalizin de var olacağını söylemek mübah görünüyor!
Sinem Acar
Başvuru koşulları:
Sempozyum 10 Kasım Pazar günü Saint Joseph Lisesi’nde gerçekleştirilecektir ve online katılım da mümkündür.
Radu Turcanu’nun sunumu İngilizcedir, metnin çevirisi katılımcılara verilecektir. Tartışmada ardıl çeviri olacaktır.
Katılım ücreti: 2000 TL
Öğrenciler için: 1500 TL
2024-2025 yılı seminer katılımcıları ayrıca bedel ödemeden kayıtlı sayılacaklardır.
Etkinlik Saint Joseph Lisesi öğrencilerine, mezunlarına ve çalışanlarına ücretsizdir.
Kayıt için ücreti aşağıda bilgileri bulunan hesaba yatırıp dekontu (öğrenciyseniz öğrenci olduğunuza dair bir belgeyle birlikte) psikanalizarastirmalari@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
Hesap Adı: Psikanaliz Araştırmaları Derneği – İş Bankası
Iban no: TR55 0006 4000 0011 0351 4239 08
Konuşmacılar:
Radu Turcanu: Psikanalist, psikanaliz ve psikopatoloji doktoru (Paris VII Üniversitesi) ve Lacancı Alan Forumları Psikanaliz Okulu üyesidir. Okulun eski direktörüdür ve halen CIG üyesidir. Psikanaliz pratiğine Paris’te devam etmektedir.
Özgür Öğütcen: Psikanalist, psikiyatrist. 2021 yılında Lacancı Başlangıçlar adlı kitabı yayımlanmıştır. Psikanaliz ve ilgili alanlarda yayın yapan Axis Yayınları’nın direktörüdür. Bruce Fink’in Lacancı Psikanalize Klinik Bir Giriş kitabını çevirmiş ve ayrıca psikanaliz alanında pek çok kitabın dilimize çevrilmesine öncülük etmiştir. Stilus yayınlarından çıkan Lacan au-delà des frontières (Sınırların Ötesinde Lacan, Axis Yayınları) kitabının yazarlarındandır.
Ceren Korulsan: Psikanalist, psikiyatrist. Antonio Quinet’nin Şehrin Deli Efendileri kitabının çevirmenidir, ayrıca pek çok kongre ve konferansta çeviri yapmıştır. Stilus yayınlarından çıkan Lacan au-delà des frontières (Sınırların Ötesinde Lacan, Axis Yayınları) kitabının yazarlarındandır. International Institute of Psychoanalysis’in eğitmenlerindendir.
Oğuzhan Nacak: Klinik psikolog, psikoterapist, IF-EPFCL üyesi. Luis Izcovich’in Sapkınlıkta Aşk, Arzu ve Jouissanceadlı kitabının çevirmenidir. Psikanaliz Sohbetleri Podcast Serisi’nin yürütücüsüdür.
Göker Aközgürer: Psikiyatrist, psikoterapist, IF-EPFCL üyesi. Uzmanlık eğitimini Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tamamlamıştır. Stijn Vanheule’nin Psikozun Öznesi adlı kitabının çevirmenidir.