Psikanaliz Araştırmaları Derneği

Lacan Sempozyumu 2022

Lacan Sempozyumu 2022: Kadınlar, Erkekler, Bedenler

Lacan Sempozyumu 2022 “Kadınlar, Erkekler, Bedenler” başlığıyla 20 Kasım 2022 tarihinde Saint-Joseph Lisesi’nde!

Sempozyum 10.00-17.00 saatleri arasında gerçekleştirilecektir.

Avustralya’dan psikanalist Susan Schwartz’ın (online) ve Polonya’dan psikanalist Anna Wojakowska-Skiba’nın (yüz yüze) katılacağı bu sempozyuma online katılım mümkündür. Diğer dillerden Türkçeye çeviri olacaktır. Etkinlik Saint-Joseph Lisesi öğrencilerine, mezunlarına ve velilerine ücretsizdir.

 

PROGRAM

10.00 Açılış
10:30 Susan Schwartz: Cinsellik, Beden ve Toplumsal Cinsiyet
11.30 Tartışma
12.00 ARA
13.00 Anna Wojakowska-Skiba: Kızların Bedenleri
14.00 Tartışma
14.30 ARA
15.00 Özgür Öğütcen: Bedenin Muammaları
15.30 Ceren Korulsan: Konuşan Beden
16.00 Oğuzhan Nacak: Beden ve Sınırları
16.30 Tartışma ve Kapanış

 

Avustralya’dan psikanalist Susan Schwartz’ın (online) ve Polonya’dan psikanalist Anna Wojakowska-Skiba’nın (yüz yüze) katılacağı bu sempozyuma online katılım mümkündür. Diğer dillerden Türkçeye çeviri olacaktır. Etkinlik Saint-Joseph Lisesi öğrencilerine, mezunlarına ve çalışanlarına ücretsizdir

 

Kayıt ve ücret bilgisi:

Kayıt için ücreti aşağıda bilgileri bulunan hesaba yatırıp dekontu (öğrenciyseniz öğrenci olduğunuza dair bir belgeyle birlikte) psikanalizarastirmalari@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.

Tam: 400 TL – Öğrenci: 200 TL

Hesap adı: Psikanaliz Araştırmaları Derneği – İş Bankası

IBAN: TR55 0006 4000 0011 0351 4239 08

 

Konuşmacılar:

Susan Schwartz: Avustralya Psikanaliz Merkezi ve IF-EPFCL üyesi psikanalist. Avustralya’da yer alan Victoria Üniversitesi’nde psikanaliz üzerine dersler vermiştir. Luis Izcovich’in The Marks of a Psychoanalysis kitabını ve Colette Soler’in The Unconscious Reinvented kitabını Esther Faye ile birlikte Fransızcadan İngilizceye çevirmiştir.

Anna Wojakowska-Skiba: IF-EPFCL’e bağlı Polonya Forumu’nun kurucu üyesi ve EPFCL Fransa üyesi psikanalist. Psikanaliz pratiğini Varşova’da, psikanaliz çalışmalarını ise Paris’te sürdürmektedir. Derneğimizin 2019 yılında gerçekleştirdiği “Aşk ve Nefret” sempozyumuna “Daha Layık Olunası Bir Aşk Nasıl Olabilir?” başlıklı konuşmasıyla katılmıştır. Ayrıca Varşova’da yer alan METØDA Ruh Sağlığı Kliniği’nde de psikoterapi pratiğini sürdürmektedir.

Özgür Öğütcen: Psikanalist, psikiyatrist. Bilgi Üniversitesi’nde psikanaliz ve kültür üzerine ders vermektedir. 2021 yılında Lacancı Başlangıçlar adlı kitabı yayımlanmıştır. Psikanaliz ve ilgili alanlarda yayın yapan Axis Yayınları’nın direktörüdür. Bruce Fink’in Lacancı Psikanalize Klinik Bir Giriş kitabını çevirmiş ve ayrıca psikanaliz alanında pek çok kitabın dilimize çevrilmesine öncülük etmiştir. Lacan au dela des frontieres kitabının yazarlarındandır.

Ceren Korulsan: Psikanalist, psikiyatrist. Antonio Quinet’nin Şehrin Deli Efendileri kitabının çevirmenidir, ayrıca pek çok kongre ve konferansta çeviri yapmıştır. Lacan au dela des frontieres kitabının yazarlarındandır.

Oğuzhan Nacak: Psikolog, psikoterapist, IF-EPFCL üyesi, Luis Izcovich’in Sapkınlıkta Aşk, Arzu ve Jouissance adlı kitabının çevirmeni. Psikanaliz Sohbetleri Podcast Serisi’nin yürütücüsü.

 

Konuşmacılarımızdan Oğuzhan Nacak’ın kaleme aldığı sempozyum argümanını aşağıda bulabilirsiniz:

 “Psikanaliz histerik kadınlar ve onların bedensel semptomları sayesinde ortaya çıkmıştı. Psikanaliz başlangıcından itibaren bedenle ilgilenir ve organizma ile beden arasında net bir ayrım yapar. Bir bebek doğduğu anda henüz bir bedene sahip değildir denebilir; o daha ziyade bir organizmaya sahiptir, biyolojik işlevlerle sınırlanmış bir yaşayan-varlıktır. Bu ilk düzeyde hakim olan biyolojik ihtiyaçlardır ve bebek ağlamak dışında ihtiyacını bakım verenlere duyurabilecek kapasiteye sahip değildir ve bu ağlama her zaman da ötekinin yorumuna açıktır.

 Bebeğin bu süreçte kaotik olarak deneyimlediği hoşnutsuzluklar zamanla bedenin belli bölgelerinde lokalize olmaya başlar, yani diğer bir ifadeyle Öteki, dil aracılığıyla bu organizmaya müdahalede bulunur. Organizmanın bedene dönüşebilmesi ancak Öteki’nin ve dilin müdahalesiyle mümkün hale gelebilir. Bu yüzden Lacan’a göre beden doğal bir varlık değil dilin bir etkisidir. Öznenin tarihi/öyküsü bedenine kaydedilir ve öznenin bedensel semtpomları bir tür konuşma biçimidir. Öznenin semptomları Öteki’ne yönelik bir mesaj taşır fakat bu okunması pek de kolay olmayan bir mesajdır ve söz konusu özne bir analistle karşılaşırsa bu mesajın okunabilme ihtimali ortaya çıkar.

Bedenle ilgili bir diğer önemli husus ise öznenin cinsiyet farkı içeren bir söylemle karşılaşmasıdır. Özne Öteki’nden gelen gösterenlerle kendi bedeni arasında bir yol bulmak durumundadır. Hiçbir doğallık özneye kadın ya da erkek olduğu hakkında bir fikir veremez. Çocuk kendi biyolojik cinsiyetinin adını da o cinsiyete dair toplumsal normları da içinde bulunduğu söylem aracılığıyla öğrenir. Dolayısıyla dille ve dilin organize olmuş hali olan söylemle karşılaşan çocuğun kendi anatomisiyle nasıl ilişkileleneceği Öteki’nin dolayımıyla belirlenecektir fakat yine de nihai kararı özne verecektir. Bu da bizi organizmadan bedene giden yolda yer alan çok önemli bir kavşağa götürür: cinsiyet ve cinsel kimlik konusuna.

Eğer beden dilin bir etkisiyse bir öznenin analiste konuşuyor olmasının da elbette birtakım sonuçları olacaktır. İşte bu sempozyumda hem bedenin ve bedensel semptomların nasıl ortaya çıktığı sorusuna odaklanacak hem de analizin beden üzerindeki etkileri üzerine konuşacağız: Erkek bedenine veya kadın bedenine sahip olmak ne anlama gelir? Psikanaliz, anoreksiya, bulimia, psikosomatik fenomenler, hipokondri gibi bedensel semptomlar hakkında ne söyleyebilir? Psikanalizin beden ve bedensel semptomlar üzerindeki etkileri nelerdir? Ve daha fazlası…

Bu konuları ve daha fazlasını tartışmak için sizleri sempozyumumuza davet ediyoruz. Görüşmek dileğiyle!”

Saygılarımızla,

Psikanaliz Araştırmaları Derneği